top of page
Yazarın fotoğrafıAnıl Cür

A.

biyografi
*Kişisel Yazıdır ve biyografi içerir.

Mesut günler dilerim, ben Anıl!


Bir asırlık zamanın yarısının da yarsının olduğu bir zaman diliminin içindeyim. Bir bahar soğukluğu zamanı tan henüz ağırmadan açmışım gözlerimi meçhul zamanın girdabına. Elem yaşlı anam sevinmiş sapsarı bir evladı doğduğu için. Ortalık heyecan içinde değilmiş oysa ki. Annemdeymiş tüm sevinç. Acaba korku var mıydı gözlerinde inanın hiç bilmiyorum. Kavuşmuştum anamın sıcacık kollarının arasındaydım artık. Huzurun tam beşiğindeydin. Keşke hep orada kalabilseydim. Lakin bu asla mümkün olmadı. İnsan zihni neden bazı şeyleri hatırlamaz ki! İlk an önemliydi çünkü. Doğarken ezanla geldik bu dünyaya, gidişimizde bir sela ile uğurlar ola. Hayat bu cümle arası kadar sığmış aslında.

Günlerden salı , yıl her zaman geçen yıllardan bir farksız zamanmış. Zaman aslında pek mühim bir şey değilmiş. Sadece insanların kendini kandırdığı birer sayılar basamağından ibaretmiş. Konuyu fazla dağıtmadan velhasıl kelam Anıl bebek doğdu. Batıl inanç mı dersiniz yoksa kültür kaynaklı mı dersiniz bilemem ama yeni doğan bebeğin göbek bağını nereye bırakırsanız o meslek sahibi olur derlermiş. Benimkini ise öğretmen masasının demir ayağına koymuşlar. Memur hayatım sanırım o günden sonra başlamış. İçine doğmuş garip anamın.

Velhasıl günler geçmiş, aylar ve yıllar birbirlerini kovalamış. Anıl gün geçtikçe büyümüş. Nasıl büyüdü diyecek olursanız bir dağ yamacının kenarında taşlı bir patika yolda yürür gibi diyebilirim sizlere. Yolun sonu belki aydınlık ama yol oldukça çetin. Beşli yaşlarımın başındayım televizyonda en sevdiğim çizgi film hiçbir şeyden bihaber televizyon izliyorum. Etrafa gülümsüyor kendimce mutlu oluyordum. Aile içinde neler dönüyor neler yaşanıyor aklım asla idrak edemiyordu. Zihin her yaşta insana büyük tuzaklar kurar. Her zaman da istediğini elde eder. Yaşam kavgasının tam göbeğinde doğmuşum haberim yokmuş. Eskileri dinledikçe aklım gider o zamanlara bedenimi sarmak için bez parçasını alacak dahi imkansızlıklar neticesinde yaşamışım. Beyaz kumaşlara sarmış annem beni kirlendikçe yeniden yıkanıp kullanılabilsin diye. Yiyecek bir şey belki var mıydı yok muydu bilmiyorum ama eminim ki yoktan var etmiştir yine tok uyutmuştur beni…

Bazı vefa borçları tüm dünyaları önüne sersen dahi ödenemez. Zaman birbirini kovalamış okul yıllarım gelmiş çatmış…

Anasınıfına hiç gitmedim. Hep imrenmiştim biliyor musunuz. Ekonomik sınıf grubunu ilk orada yaşadım. Eğitim hayatımın ilk dönemlerinde imrenerek dinledim arkadaşlarımı. Anasınıfında okumayı kendimde zirve olarak gördüm. Gelin görün ki yaşanmadı maalesef. Olsun dedim içimden. Çocukken her bireyin birden fazla istekleri hatta hayalleri vardır. Benim ise sadece bunlardan biriydi bu. Arabalı yatağım ve bir çalışma masam olsun çok isterdim. Bir çekyat kenarında uyuyarak geçerdi gecelerim. Çok şükür bel rahatsızlığım başlamadı o günlerde. :) İmkan yoktu ama şükür hep vardı dilimin ucunda. Büyüdüm, büyüdüm marka olmasın pınarla büyüdüm 😂😂 ortaokul bir şekilde geçti gitti. Lise yaşantım adeta bir çığır ötesinde bir şeydi. Yeni dostluklar, yeni dersler müfredatlar. Lar lar lar…

Hayat denilen bu sonu olmayan sınavın başlangıcı bence bu evreydi. Birçok insan girdi hayatıma iyisiyle kötüsüyle bir şeyler bıraktılar yaşantımda ve gittiler. Gitmek bu dünyanın adetindendi. İlk sevmeler, aşık olmalar gerçek dostluklar burada başlıyormuş meğerse. Çok şükür tümünü ziyadesiyle tattım. Kiminden ders aldım, kiminden illallah ettim. Kimi imtihanım kimisi servetim oldu. Bazen kötü şeyler oluyordu ve bu düzen hep böyle gidecek mi diye çok düşündüm ki düşünmem bitmeden böyle gideceğini iliklerime kadar hissettim. Zamanın içindeyken geçmez diye çok düşündüm, dert yandım ama bal gibi de geçiyormuş. Asla eski sen olmuyormuşsun bunu anladım. Ben büyüdükçe annemde hastalıklar da baş göstermeye başlamıştı. Büyümenin bir marifet olduğunu düşünmüştüm ama annemin asla yaşlanacağını hiç düşünmemiştim. İnsan büyüdükçe derdi de büyüyormuş geç anladım. Kendime bir dönüm noktası belirledim annemi her üzgün gördüğümde bunların hepsini birgün dindireceğim diye dua ettim. Yıllar 2017 zamanını gösteriyordu umreye gitmiştik annemle. Gözlerinde ışığı her görüşümde göğsüm kabarıyordu. Annem mutluydu bende mutluydum. Güzel günler vakitler geçirdik ve ibadetimizi tamamladık. Döndük yurda. Meşhur söz var ya bülbülü altın kafese koymuşlar illede vatanım demiş ya benim ki de öyleydi. Geldiğim gibi soludum memleketimin havasını. Nur yüzlü anam öyle mesuttu ki anlatamam sizlere. Öğretmen olduğumda paramı biriktirip seni tekrar buraya getireceğim anne diye seslendim, söyledim hep. İnşallah oğlum derdi inşallah. Öğretmenlik dedim lafı gelmişken göbek bağımı anlatmıştım ya sizlere işte o gerçek olma yolunda ilerliyordu. Üniversite sınavına girdim ve üniversiteyi kazanmıştım. Annemden ilk defa bu kadar uzun süre ayrı kalmıştım. Tek bir gerçek vardı annemi bu yaşantıdan kurtaracaktım. Göğsünü kabartacaktım. Yıllar birbirini kovaladı, hüzünler güzler birbirine karıştı. Ben büyüdükçe büyüdüm annem yaşlandıkça yaşlandı. Hatta hastalandı. Bu benim yerle bir olduğum andır. Keşke gitmeseydim de annemle daha çok vakit geçirebilseydim. Keşkeler bazen keş edebiliyor arkadaşlar. Allah kimseyi kimsesiz ve darda bırakmasın. Dermansız dert vermesin. Hayat öyle bir tokatını vurdu ki o zamandan bu zamana asla yerden kalkamadım. Öğretmenlik demiştim mesleğimi elime aldım, lakin annem yanımda değil. Umreye götüreceğim gezdireceğim bir annem yok. O şimdi ışıklar içinde derin bir uyku da saklı. Biliyorum gurur duyuyor benimle eminim.

Hayata bir ezanla gelir bir selayla gideriz demiştim. İşte öyle de oldu. Tam sevinilecek güzel günler bizi bekliyor derken. Hayat bize kendi senaryosunu ezberletti. Ben öğretmen oldum olmasına da atanamadım, annemde kalmadı yanımda.

Ne kadar hayal kurarsan kur hayatın gerçeklerini yaşamaya mecbursun. Hayatta inişlerde olur çıkışlarda, sizler hep çıkışları yaşarsınız umarım. Gülün ve geçin hayat çok kısa. Bebektim koca adam oldum. Gün geçtikçe eksik yanım hep devam edecek. Mutlu olduğumda üzüldüğümde en ufak bir şey yaşadığım da paylaşacağım annem yok. Sarılacağım koklayacağım bir meleğim yok.

İnsan doğar, yaşar ve ölür. Nizam hiç şaşmaz.

hatırası olmayan biri ölü bir insandır. Unutursan ölürsün. Zihnini açık tut, yaşa ve yaşat.

Aziz ve bahtiyar kalın, sevgilerimle…

1.142 görüntüleme1 yorum

1 comentario


Invitado
05 nov 2024

Samimi bir yazıydı.

Me gusta
bottom of page