top of page

ATATÜRK DÖNEMİNDE MİLLİYETÇİLİK(1923-1938)

Milliyetçilik kavramı ilk kez 1789 da Fransız ihtilali ile ortaya çıkmıştır.

Bu literatürde kabul edilen bir gerçektir.

Biz ise yeni kurulan bir devletin, Milliyetçi liderinin yaptığı hamleleri ve stratejilerini inceleyeceğiz.

Atatürk Milliyetçiliğinde ise en büyük hamleler ve stratejik olarak geliştirilen olaylar şu şekildedir; Türk Tarih Kurumu, Türk Dil kurumu, Ezanın Türkçeleşmesi ve Mübadele gibi önemli kavramlar vardır.

Atatürk döneminde Milliyetçiliği inceleyecek olursak üç olgu olarak ele almamız gerekmektedir.




1.Olgu;geçmişte ki bir olayın olumlu veya olumsuz ilerleyişini örnek göstererek Türkiye Cumhuriyetin de bunun olumlu bir hale çevrilmesinin örneğidir.

Osmanlı döneminde okuma yazma oranının düşüktü, bunun sebebini dilin zor olması ve Osmanlı İmparatorluğunun halkı eğitmek gibi bir gayesi olmadığı için okuma oranının düşük olduğu görülmektedir. Ortaya atılan yeni harf devrimi ile Harf İnkılabı bunu olumluya çevirerek herkesin kolay bir şekilde eğitilmesini ve herkesi kapsayacak bir eğitim sürecine gidilmesini sağlamıştır. Yeni eğitim kurumları ve Köy Enstitülerini de açarak merkezde ve köylerdeki bireyleri de okuma yazmaya teşvik etmiş ve çok kısa sürede(10 senede) okuma yazma oranını %6-7 oranlarından %64-65 oranına ulaştırılmıştır.

Mevcut yönetim ile gelişen görüş ise geçmişte ki boy toplantılara Hakanın eşlerinin de katılmasını örnek göstererek ‘geçmişte de böyleydi’ diyerek kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ve meclise girmesi sağlanmıştır. Bu süreçte ise sürekli ‘biz özgüyüz’ kavramı taklitçilikten uzak olduğumuzu anlatmaktadır. Atatürk döneminde bu farklılığı Atatürk’ün şu sözüyle anlayabiliriz

‘Efendiler biz kimseye benzememekle iftihar ederiz. Çünkü biz bize benzeriz’

Bu olgu ile anlatmak istediğim olay; şanlı Türk tarihi geçmişimizde başarılı olduğumuz konuları aynı şekilde veyahut geliştirerek sisteme dahil etmektir, ancak başarısız olunan konuları da örnek göstererek sistemden çıkarılmış veya düzeltilmiştir.


2.Olgu: Kültür ve Medeniyettir. Kültürümüz geçmişten günümüze gelen örf ve adetlerdir. Medeniyet; Evrensel olarak insanların kabul ettiği kavramlardır. Mustafa Kemal’in amacı kültürümüzü muasır medeniyetlerin de üstüne taşımaktır. Kültürümüzün medeniyetini biz belirleyeceğiz düşüncesine sahiptir. Buna örnek olarak Latin alfabesinin doğrudan dilimize katmak yerine Türk dil bilgisine uygun harflerin eklenmesi gösterilebilir.

Ancak Atatürk döneminde evrensellik ve milliyetçilik çatışırsa ilk önce tercih edilen kavram evrenselliktir.

Yani Mustafa Kemal bir olayda evrensellik kültürle çatışsa bile muasır medeniyetlerin üstüne çıkma ülküsü gereği evrenselliği tercih etmiştir.(Şapka kanunu)

Bu olguda anlatmak istediğim ise kendi kültürümüzü koruyarak evrenselleşme yoluna giden Mustafa Kemal yeri geldiğinde muasır medeniyetlerin üstüne çıkmak için kültürümüzü değiştirmeyi göze almıştır.


3.Olgu Mustafa Kemal yayılmacılığı reddeder bu yayılmacı denilen olay emperyalizmdir. Atatürk bu yayılmacılığın hem Türkiye’ye dışarıdan gelecek emperyalizm,sosyalizm,kapitalizmi hem de Türkiye’nin içinde çıkacak orta Asya’ya yönelme “Turancılık, aşırı Türkçülük ve Kızıl Elma ”gibi düşüncelere karşıdır. Bunlara karşı Tevhidi Tedrisat Kanunu ile eğitimi merkeze bağlayarak yabancı okulların da bağımsız hareket etmesini engellemiştir.

Bu olguda anlatmak istediğim ise Mustafa Kemal’in ülke dışından gelecek herhangi bir akıma ülkeyi kaptırmamayı hedeflediği gibi ülke içinde kendisine göre kutuplaşmayı yaratacak ve huzuru kaçıracak olaylardan da kaçınmak istemiştir.








bottom of page